© TeknoZil 2022

İşitme kaybı tedavi edilmezse Alzheimer’i tetikliyor

İşitme kaybı her yaş grubunda görülebiliyor. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yahya Güldiken’in aktardığına göre Türkiye’de yapılan istatistiklerde her 1000 doğumda 1 ila 3 oranında ileri ve çok ileri derecede işitme kaybına sahip çocuk var.

İşitme kaybına sıklıkla uzamış sarılığı bulunan, erken dönemde yoğun bakım ihtiyacı gözüken ve tüp bebek tedavisiyle dünyaya gelen çocuklarda ve 65 yaş üzerinde rastlanıyor. Tedavi edilmeyen işitme kaybı; içe kapanma, günlük aktivitelerde azalma ve sosyal ilişkilerde problemlere yol açarken, demans ve alzheimer gibi hastalıklara da sebebiyet veriyor.

 “İşitme cihazından yeterli faydayı göremeyenlere çözüm koklear implant”

İşitme cihazlarının daha çok hafif, orta, orta-ileri derecedeki işitme kayıplarında, konuşmayı anlama performansı yüzde 50 ve üzerinde olan kişilerde kullanıldığını belirten Güldiken, konuşmayı anlama performansı yüzde 30’un altına düşen, işitme cihazından da yeterli fayda göremeyen ileri ve çok ileri derecede işitme kaybı olan hastalar için en iyi çözümün koklear implant olduğunu ifade etti. 

 “4 yaşını doldurana kadar her iki kulağın implantlanması SGK kapsamında”

İmplantın doğru zamanda yapılması gerektiğine, özellikle 3 yaşından önce implantlanan çocukların normal işiten sağlıklı bireylerle aynı konuşma, işitme becerisine sahip olduğuna dikkat çeken Güldiken, “Bebeklerde 1 yaşını doldurduktan sonra, çocuklarda da 4 yaşını doldurana kadar, ileri ve çok ileri derecede işitme kaybı tespit edildiğinde koklear implant, devlet güvencesiyle SGK tarafından iki kulakta da karşılanıyor. 4 yaşından sonra konuşma becerisinin sağlanmasını takiben (post-lingual dönemde) herhangi bir sebeple her iki kulakta da oluşacak ileri ve çok ileri derece sensörinöral işitme kaybı yaşayan bireylerde ise tek kulağın implantlanması SGK kapsamında oluyor” dedi.

Hasta anatomisine göre implant

Hastanın anatomik durumu, implant seçiminde önemli rol oynuyor. Güldiken, implant öncesinde odyolojik değerlendirmenin yanı sıra radyolojik değerlendirmelerin de yapılması gerektiğini, hastanın radyolojik değerlendirmesinde anomali olup olmamasının seçilecek implantın tipini de belirleyeceğini kaydediyor. Örneğin, iletim tipi bir işitme kaybı olan, her iki kulaktan operasyon geçirmiş veya dış kulak anomalisi sebebiyle normal işitme cihazı kullanamayacak kişilerde, sesi kemik yoluyla doğrudan iç kulağa gönderen, kemiğe implante işitme çözümleri tercih edilebiliyor. 

“Herhangi bir yaş sınırı yok”

İşitme kaybı tedavisinde teknolojinin oldukça geliştiğini söyleyen Güldiken, “2008 yılından sonra 4-5 saati bulan ameliyat sürelerini yaklaşık 1-1,5 saate indirdik. Çocuk hastalarda ameliyat sonrası bir gecelik yatıştan sonra birinci ayda implantın ses işlemcisinin aktivasyonunu gerçekleştiriyoruz. Tercih edilen markanın odyologları tarafından ayarları yapılıyor. Koklear implant için herhangi bir yaş sınırımız yok. Ameliyat endikasyonu olan, ameliyat olmasına engel teşkil eden bir durumu olmayan her hasta koklear implantın faydasını görüyor” diye ifade etti.

Cochlear Hakkında:

Cochlear implante edilebilir işitme çözümlerinde dünya lideridir. Şirket 4.000'den fazla kişi ile küresel bir işgücüne sahiptir ve araştırma ve geliştirme alanında her yıl 180 milyon dolardan fazla yatırım yapmaktadır. Ürünler, koklear implantlar, kemik iletimli implantlar ve sağlık profesyonellerinin orta ve şiddetli işitme kaybı türlerini tedavi etmek için kullandıkları akustik implantları içerir. Cochlear, 1981 yılından bu yana, 180'den fazla ülkede her yaştan insanın duymasına yardımcı olan 600.000'den fazla implante edilebilir cihaz sağlamıştır.

Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER