Çocukların sahip oldukları özelliklerine göre hedefler belirlenmemesi, motivasyonlarını ve özgüvenlerini azaltan bir sebep olarak kabul ediliyor.
Çocukların sahip oldukları özelliklerine göre hedefler belirlenmemesi, motivasyonlarını ve özgüvenlerini azaltan bir sebep olarak kabul ediliyor. Ergenlik dönemi öncesinde bulunan çocukları özellikle dış motivasyon ile hedeflenen davranışa ulaştırmanın daha kolay olduğunu vurgulayan uzmanlar, “Aferin, başardın, seninle gurur duyuyorum, bir yıldızı hak ettin” gibi olumlu geri bildirimlerin motivasyon eksikliğini giderdiğini ifade ediyor. Uzmanlar ergenlik dönemine giren çocuklarda ise ciddi motivasyon kaybı yaşanabileceğine dikkat çekerek görülebilecek belirtilerle ilgili ebeveynlere önemli uyarılarda bulunuyor.
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, çocuklarda motivasyon eksikliği ile ilgili bilgi verdi, tavsiyelerde bulundu.
Çocuğun özelliklerine göre hedef belirlenmeli
Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, çocuğun kendisinden ya da ailenin çocuktan beklentilerinin birey için gerçekleştirilemeyecek kadar büyük ve zor gözükebileceğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Çocuğun özelliklerine göre hedefler belirlenmemesi, çocuğun motivasyonunu ve özgüvenini azaltan sebeplerden biridir. Çocuğun kendisi güçlü ve zayıf yönlerini bilmeli, anne ve babalarda bu yönlerin farkında olmalı. Eğer çocuk veya aile, zayıf yönlerin ağır bastığı yüksek hedefler koyarsa bu durum yine motivasyon düşüklüğüne sebep olacaktır. Tamamladığı her görev için ailesi veya öğretmenleri tarafından olumlu bir geri bildirim almazsa, sürekli eleştirilirse, yaptığı hatalar ve eksikler hep ön planda olursa çocukta motivasyon eksikliği görülebilir. Bu durum uzun vadede düşük ders başarısı, özgüven eksikliği ve olumsuz benlik inancı olarak da karşımıza çıkıyor.”
Ergenlikte motivasyon kaybı yaşanıyor
Özellikle ergenlik dönemine giren çocuklarda ciddi bir motivasyon düşüklüğü görüldüğünü ifade eden Seda Aydoğdu, “Ev ortamında kendisinden beklenen görev ve sorumlulukları yerine getirmekte zorlandıkları, eskisine oranla neşeli olmadıkları, daha yavaş hareket ettikleri ve üşengeç bir hale geldikleri birçok anne ve baba tarafından dile getiriliyor. Bu durumun bir sebebi de gelişimin yeni bir dönemine girilmesidir. Kendilerine yeni bir kimlik geliştirmeye odaklanıyorlar, arkadaşlık ilişkileri daha ön plana çıkıyor ve çoğu zaman varoluşsal soruların cevaplarını arıyorlar. Bu durum, çocuğun kendisine kimlik oluşturmasıyla beraber tamamlanabiliyor.” dedi.
Geri bildirimler motivasyon açısından önemli
Aydoğdu, ergenlik dönemi öncesinde bulunan çocukları özellikle dış motivasyon ile hedeflenen davranışa ulaştırmanın daha kolay olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“‘Aferin, başardın, seninle gurur duyuyorum, bir yıldızı hak ettin’ gibi olumlu geri bildirimler vererek bu yaşanan motivasyon eksikliğinin önüne geçilmesi mümkün. Hedeflenen davranış veya kazanım çocuğun ilgi alanı ile alakalı olması unutulmaması gereken en önemli konudur. Çocuk içsel bir motivasyonla ilgi ve merak duyduğu şekilde yönlendirilmelidir. Aksi taktirde toptan korkan bir çocuğa ne kadar aferin dersek diyelim çocuk içinde top olan aktivitelerde istenilen başarıyı gösteremeyecektir.”
Motivasyon farklı şekil ve düzeyde ortaya çıkıyor
Motivasyon kavramı kişisel bir kavram olduğu için her çocukta farklı şekillerde ve düzeylerde ortaya çıktığını belirten Seda Aydoğdu, “Bu sebeple öncelikle aileler çocuklarının ilgi alanlarını öğrenmeye çalışmalıdır. Hedeflenen davranış çocuğun ilgi alanları doğrultusunda planlanırsa istenilen noktaya ulaşmak daha kolay olacaktır. Çocuğunuzda motivasyon eksikliği sonradan gelişen bir durum ise; hangi durum ve olaylar neticesinde oluştuğuna yönelik hem ailenin hem de çocuğun kendisinin farkındalığı arttırılmalıdır. Böylece yaşadığı problemin tanımı ve nedenleri belirlenirse çözüm için gerekli olan iç ve dış motivasyon çalışmaları yapılabilir.” dedi.
İçsel motivasyonu arttırmak çok önemli
İçsel motivasyonu arttırarak çocukların öğrenme performansları üzerinde olumlu etki yapabilmenin ve bu etkiyi uzun vadede sürdürebilmenin mümkün olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Bu sebeple hedeflenen davranış çocuğun ilgi alanlarına göre şekillendirilmeli ve bir takip çizelgesi ile kontrol edilmelidir. Yapılan takip çizelgesi üzerinden çocuğa olumlu geri bildirimler vererek dış motivasyon kaynağı desteklenmelidir. Ayrıca çocukların yeme, içme ve uyku düzenlerine dikkat edilmeli, bir düzensizlik varsa bu durumu düzeltmek için çalışmalar yapılmalı.” diye konuştu.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın