HSBC Grubu’nun Sürdürülebilir Finansman ve Yatırım 2021 Araştırması’na göre MENAT Bölgesi’ndeki şirket ve yatırımcılar için çevresel ve sosyal sorunlar ortak bir endişe kaynağı haline geldi.
Bölgedeki şirketlerin yaklaşık yarısı iklim değişikliğinin faaliyetleri üzerindeki etkilerini halihazırda gördüklerini ifade ediyor
HSBC Grubu, dünya genelindeki kurumsal finans ve yatırım eğilimlerini incelediği Sürdürülebilir Finansman ve Yatırım 2021 Araştırması’nın MENAT Bölgesi (Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye) sonuçlarını açıkladı. Bölge genelinden 300 ihraçcı şirket ve kurumsal yatırımcının görüşlerini içeren araştırma, çevresel ve sosyal sorunların sermaye piyasalarında menkul kıymet ihraç eden şirketler için evrensel bir endişe kaynağı haline geldiğini ortaya koyuyor.
İklim değişikliğinin etkileri faaliyetler üzerinde hissediliyor
Araştırma kapsamında Mayıs-Haziran 2021’de gerçekleştirilen ankete MENAT Bölgesi’nden katılan şirketlerin 97’si 2020 yılında çevresel ve sosyal sorunlara gösterdikleri dikkatin arttığını belirtiyor. Bununla birlikte şirketlerin 45’i iklim değişikliğinin faaliyetleri üzerindeki etkilerini halihazırda gördüklerini ifade ediyor. İklim değişikliğinin etkilerini hissettiğini belirten şirket oranının 2020 yılındaki 7 seviyesinden bu yıl 45’e yükselmiş olması araştırmanın en çarpıcı bulguları arasında yer alıyor.
“2020’den bu yana Türkiye’de 2 milyar dolarlık sürdürülebilir finansmana aracılık ettik”
Karbonsuz ekonomiye geçişe yönelik projelere finansman ve yatırım sağlamanın iş öncelikleri arasında yer aldığını belirten HSBC Türkiye Genel Müdürü Selim Kervancı, Sürdürülebilir Finansman ve Yatırım 2021 Araştırması sonuçları ile ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu:
“Yeşil ekonomiye geçiş gezegenemizin geleceği için hayati bir önem taşıyor ve bu çerçevede sürdürülebilir finansmanın iş dünyasının gündeminde üst sıralarda yer almayı sürdüreceğini öngörüyorüz. Araştırmamızın sonuçları da şirketlerin ve kurumsal yatırımcıların sürdürülebilir finansmana olan ilgilerinin kayda değer şekilde artış eğiliminde olduğunu gözler önüne seriyor.
İklim değişikliği ile mücadeleye sağlayabileceğimiz en büyük katkının müşterilerimizi karbonsuz hale gelmede desteklerken, direnç ve gelişimlerini korumalarını sağlamak olduğuna inanıyoruz. Bu kapsamda Türkiye’de 2020 yılından bu yana 2 milyar doların üzerinde sürdürülebilir finansman kaynağı sağlanmasına aracılık ettik. HSBC Türkiye olarak, sunduğumuz çözümlerle ülkemizin de dahil olduğu MENAT Bölgesi’ndeki yatırımcı ve şirketlerin sürdürülebilir finansmanın çevresel ve sosyal faydalarının yanı sıra ekonomik katma değerini keşfetmelerine destek olmayı sürdüreceğiz.”
Şirketlerin yalnızca 6’sının net sıfır emisyon taahhüdü var
Araştırmaya katılan MENAT Bölgesi şirketlerinin 48’i çevresel ve sosyal sorunların “yüksek önem” taşıdığını ifade ederken, öte yandan şirketlerin yalnızca 6’sının net sıfır emisyon taahhüdü için hedef belirlediği görülüyor. Şirketlerin 78’i ise net sıfır emisyon taahhüdü için hedef belirlemeye çalıştıklarını belirtiyor.
Araştırma sonuçlarına göre bölgesel şirketler ve yatırımcıların çevresel ve sosyal sorunlara yönelik ilgilerinin artmasında şu unsurlar en önemli iki itici gücü oluşturuyor; dünya ve toplum için doğru olanın yapılması (42) ve düzenleyici kurumların çevresel ve sosyal konulara daha fazla odaklanılmasına ilişkin artan talepleri (42). Söz konusu eğilimin altında şirketler için çalışan (46) ve müşterilerden (40) çevresel ve sosyal konulara dikkat edilmesine yönelik baskının artması ile birlikte düzenleyici kurumların bu yöndeki talepleri (45) yatıyor. Yatırımcılar için ise düzenleyici kurumların talepleri (36), dünya ve toplum için doğru olanın yapılması (51) ve çevresel ve sosyal konulara dikkat edilmesinin getirileri artırıcı ve riskleri azaltıcı etkileri (42) en önemli faktörleri oluşturuyor.
ESG alanında nitelikli işgücü eksikliği yaşanıyor
MENAT Bölgesi’ndeki yatırımcıların yaklaşık beşte biri sorumlu yatırım veya ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) konularına ilişkin şirket genelinde uygulanan bir politikalarının olduğunu ifade ederken, 36’sı ise bu yönde bir politika geliştirmeyi planladıklarını dile getiriyor. Öte yandan bölgedeki yatırımcılar çevresel ve sosyal konulara odaklanmada bazı güçlüklerlin kendilerini yavaşlattığını ifade ediyor. Uzmanlık ve nitelikli işgücünün yetersiz olması yatırımcıların 44’ü için karşılaşılan en önemli problem olarak öne çıkıyor. Söz konusu oran 2020 yılında 26 seviyesindeydi.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın