Uğor meleke'nin kaleminden Türk futboluna yatırım yapmayı düşünen bir global yatırımcıya izletip, gurur duyabileceğiniz türden bir ilk yarı yaşandı Trabzon’da.
İlk devrede tam 21 şut-11 korner vardı, faul sayısı 10’da kaldı. Biz bu ligde faul sayısının şut sayısını alt ettiğine çok şahit olduk, ilk 45’te kornerlerin bile faullerden fazla olması muazzamdı doğrusu. Her anı heyecan dolu, süper bir ilk yarı oynandı Trabzon’da. Ancak 46’da kontak kapatıldı sanki. 45-75 arası yarım saatte tek bir isabetli şut vardı. İki korner atıldı ve tam 17 faul izledik. İkinci yarılarda Trabzon’un vites düşürmesine alışığız ama bu kez Fenerbahçe’nin de tempoyu artıramadığını gözlemledik. Trabzon’un alışılmışın aksine daha olgun bir maç finali yapmasını sanırım birkaç temel faktörle açıklayabiliriz:
GEÇİŞ OYUNU KATİLİ N'DIAYE
Fenerbahçe bir geçiş oyunu ustası. Yanal, rakibin tamamlayamadığı hücumlarda yapılan çıkışlara bayılıyor. Ama Trabzon’un yeni transferi n’Diaye de bir geçiş oyunu katili. Çok kritik anlarda çok kritik hücumlar kesti Ndiaye.
Trabzon’un ikinci devrelerdeki düşüşlerinde Ünal Karaman’ın defalarca çaresiz kaldığını izlemiştik. Ancak Trabzon kulübesi öyle güçlendi ki, doğrusu içimden “Keşke Karaman da böyle bir kulübeyle oynayabilseydi” dedim. Guilherme, Sturridge, Abdülkadir, Hosseini’li böyle güçlü bir kulübeye hasretti Trabzon.
LIVERPOOL GİBİ
LiverpooL’un Premier Lig’de yarattığı farkı, Trabzonspor Süper Lig’de yaratıyor. Ligin en iyi taç kullanan takımı, dün de pereira ve Novak’la defalarca tehlikeli oldu.
İki takım arasındaki en ciddi farkıysa kesinlikle Uğurcan yarattı. Altay, dün maçı tek kurtarışla tamamladı, o da Yusuf’un uzaktan anlamsız bir şutuydu. Yani Altay’ın kalesine gelen 3 şuttan ikisi gol oldu. Uğurcan’sa 43, 45 ve 90’daki üç hayati hamlesi başta olmak üzere tam 8 kurtarış yaptı dün akşam.
25 Kasım 2018 günü Ünal Karaman, yine bir Fenerbahçe maçında onur’un yokluğunda eldivenleri esteban’a değil genç Uğurcan’a verdiğinde belki de farkında olmadan kaderini değiştirdi bu rekabetin. Bir süper yıldızın doğuşuna tanıklık ediyoruz hep beraber.
ALİ PALABIYIK ÜZERİNE
Verdiği-vermediği kararlar detayına girmeyeceğim. Ancak üzülerek söylemeliyim ki, kötü bir performans göstereceğini tahmin ediyordum maç öncesinde. Bir hakemi aynı zor fikstüre 3 kez üst üste vermek, akla-mantığa aykırı. MHK, kendi hakeminin üstünde gereksiz bir baskı oluşturdu. O da kötü bir maç yöneterek şaşırtmadı.
ROY HODGSON YANILIYOR
Roy Hodgson yaşayan bir efsane. Benim büyük hayranlık duyduğum bir bilge. Tam 44 yıldır teknik adamlık yapan bir tarih. Ancak Sörloth’un Süper Lig’de attığı golleri İngiltere’de atamayacağı tespitine kısmen itirazım var. Bu sezon Avrupa’da 3, milli takımda da 4 golü var Sörloth’un. Bu genç adam, Premier Lig’de 8-10 takımda direkt oynayabilecek, sezonda da 10 gol yapabilecek özellikte.
FORVET DE LAZIMDI
Dün Hüseyin Çimşir (gole ihtiyacı olmamasına rağmen) oyuna Guilherme ve Sturridge’i soktu. Daha da takıma katılacak Nwakaeme ve abdülkadir Ömür’ü var. Yanal’sa gole ihtiyacı olan bir günde oyuna Deniz ve Ferdi’yi sokabildi. Mevlüt belli ki kulübe tamamlayıcı. Moses da ayrıldı. Fenerbahçe’nin birincil ihtiyacının sol bek olduğu doğruydu. Ancak kulübedeki hücum opsiyonları da sanki dar. (MİLLİYET)
Yorum Yazın