İstanbul
DOLAR34
EURO37
ALTIN2730

Yazar Karaağaç: Mucizelerle Yaşadım

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Yazar Karaağaç: Mucizelerle Yaşadım
Türkiye’de bir marka haline gelen ve bu yıl 13. kez kapılarını açan Kocaeli Kitap Fuarı’nda birbirinden önemli yazarlar ve okurlar bir araya geldi.

Türkiye’de bir marka haline gelen ve bu yıl 13. kez kapılarını açan Kocaeli Kitap Fuarı’nda birbirinden önemli yazarlar ve okurlar bir araya geldi. Kitap fuarının son gününde Karamürsel Alp Salonu’nda gerçekleştirdiği söyleşisinde, çocukken ve gençken içine kapanık, utangaç biri olduğunu anlatan Karaağaç,  “Ben mucizelerle yaşadım. Hep kitap okudum. Allah, insanı kırıldığı yerden çiçeklendiriyor. Hayatın akışına bırakmak lazım bazen. Gayret edelim ama teslim olalım. Arkadaşlarımın teşvikiyle yazmaya, sonra radyoculuğa başladım. Bugünlere geldim. İnsan çok güzel, mükemmel ve sürprizlerle dolu bir varlık. Eksikleriyle de güzeldir. Bunu kendime bakarak öğrendim” diye konuştu.

 

“FİLİSTİN HER ZAMAN OLACAK”

Yazar Karaağaç konuşmasında İsrail-Filistin savaşına da değinerek, “Filistin her zaman olacak, Allah nurunu tamamlayacak. Hiç bir şey yapamıyorsak dua edelim, dertleriyle dertlenelim. İsrail’den, Gazze’ye bombalar atılıyor. Çocuk ve kadınlar bölgeyi boşaltırken tırın üzerine bomba attılar. Medyada, İsrail sanki bir olaya maruz kalmış da bombalıyor gibi bir hava estiriliyor” ifadelerini kullandı. 

 

“FABRİKA AYARLARINA DÖNMEMİZ LAZIM”

İnsanların duyarsızlaştığını ve olağan dışı olayları bile hemen kabullenebildiğini vurgulayan Karaağaç, şunları kaydetti; “Gazze’de insanlar ölüyor, fotoğraflara bakıyor geçiyoruz. Demek ki masa gibi insanlar da cansız. İnsan bir şey hissetmeli, insan olduğunu bilmeli. İbret alamıyoruz. Fabrika ayarlarımız gibi olsaydık farklı bir dünya olurdu. İnsanlar çok yalnızlaştı, bireyselleşti o yüzden kalbi katılaştı. Bazı şeylerden feragat etmek, insani değerlerimize geri dönmemiz gerekiyor.” İnsanların güzelliklerle buluşması gerektiğine işaret eden Karaağaç, “Dünyayı güzellikler kurtaracak. Ama güzelliğin gelmesini beklememek, gayret etmek lazım. Güzel ve iyi insanlarla, iyi şiirlerle, iyi sohbetlerle kendimizi ve çocuklarımızı doyurabilirsek, ufak tefek sapmalar olsa da insanca yaşayabiliriz. İnsan konuştukça ıskalıyor. Çok konuşmaktan ıskalar hale geldik. Biraz susmamız lazım” diye konuştu.

 

“HAYATIMIZI İSLAM’A GÖRE ŞEKİLLENDİRMELİYİZ”

Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Yasin Pişgin, “Emrolunduğun Gibi Dosdoğru Ol” konulu söyleşide okurlarıyla buluştu. Karamürsel Alp Salonu’ndaki söyleşisinde Pişgin, her Müslüman’ın Allah’ı ve Peygamberini iyi bilmesi ve tanıması gerektiğini vurgulayarak, “Tanımazsak bilemeyiz, iyi bir Müslüman olamayız. Eşinizi, ailenizi tanımazsanız sevemezsiniz. Allah’a yaklaşırsak doğruluruz, uzaklaşırsak eğrilir” dedi.

 

“YOLUN SONUNDA ALLAH BİZİ BEKLİYOR”

Yaşamın bu dünyadan ibaret değil olmadığını, zamanın bizi ölüme, ölümün de Allaha götürdüğünü anlatan Pişgin, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Hayatımızı, Allah’ın ve Resulünün çizdiği istikamete göre düzenlemeliyiz. Allah’a ve ahiret gününe iman ediyoruz ama Allah’ın ve Peygamberinin dediklerini tam olarak yapmıyoruz. İmanımızı yenileyip güçlendirmeliyiz. Üzerimizdeki elbise nasıl eskiyorsa imanımız da eskir ve yenilememiz gerekir. İnançlarımız eskiyor, güncellememiz gerekiyor. Hayatımızı İslam’a göre şekillendirmeliyiz. Kader ve kazaya iman, Allah’a tevekkül çok önemli. Bütün zevkler, eğlenceler nimetler geçecek, yani bütün acılar musibetler, meşakkatler bitecek. Yolun sonunda Allah bizi bekliyor. Allah kendisine nasıl gelmemizi istiyorsa, O’na öyle gitmeliyiz. Sözümüz, gözümüz, yüzümüz ve özümüz müstakim yani doğru olmalı.”

 

“BİZİ İÇ ANADOLU’YA HAPSETMEK İSTEDİLER”

Karamürsel Alp Salonu’nun konuğu Yazar Beyazıt Akman, “Atatürk: 100’üncü Yılda Cumhuriyet’in Romanı” başlıklı söyleşisinde, Osmanlı döneminin son yılları ile Çanakkale, Balkan Savaşı, 1. Dünya Savaşı ve milli mücadelede yaşanan önemli konulara değindi. Kitabında, Cumhuriyeti, kurucu yıldız kadrosuyla birlikte anlatmaya çalıştığını, 100. yılına denk gelmesinden dolayı da mutlu olduğunu ifade eden Akman, “100 yıl önce bu topraklar işgal altındaydı. İngilizler, Fransız ve İtalyanlarca işgal altındaydı. Diğer yandan Sovyetler, Ermeni çeteler.. Bizi İç Anadolu’ya hapsetmek ve küçük bir devletçik haline getirmek istediler. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, milletin desteği ile emperyalistlere gereken cevabı verdi. Cumhuriyet kolay kurulmadı” diye konuştu.  Mustafa Kemal’in asker kökenli olan babası Ali Rıza Efendi ve annesi Zübeyde Hanım son derece dindar ve vatansever bir aile olduğunu belirten Akman, “Atatürk asker olmasaydı çok iyi bir bilim insanı, matematikçi olurdu. Mustafa ismini de matematik hocası vermişti zaten. Çilekeş bir hayat yaşadı. 7 yaşında yetim kaldı, kardeşi vefat etti. Matematik strateji demektir. Strateji ve askeri dehasını bir araya getirerek, Çanakkale’de büyük bir başarı elde etti” dedi.

 

“CUMHURİYET, EMPERYALİSTLERE BAŞKALDIRMAK DEMEKTİR”

Yazar Beyazıt Akman, konuşmasında şunları kaydetti; “İngilizler ve Fransızlar dünyanın her yerini sömürgeleştirmişler. Tarihe meydan okuyan sadece Türklerdir. Çanakkale ve milli mücadele ile bağımsızlığımı kazandık. Sömürge devleti olmadık. 29 Ekim’de Cumhuriyetin 100. yılını kutlayacağız. Cumhuriyetin anlamı, bu coğrafyada, emperyalist sömürgeci devletlere başkaldıran ve teslim olmayan bir millet olmamızdır.”

 

“KİTAP OKUMAK VAKTE DEĞİL, NİYETE BAĞLIDIR”

Yazar Sinan Yağmur, “Gönül Almak Hatır Saymak” başlıklı söyleşisinde okurlarıyla bir araya geldi. Karamürsel Alp Salonu’ndaki söyleşisinde küçükken babasının kendisine sevgi ve ilgi göstermediğini belirten Yağmur, “Babam beni sevmiyor diye düşünüyordum. Reşat Nuri Güntekin’in “Acımak” isimli kitabını okumaya başladım. Kitapta çocuk, annesi ve ananesinin kışkırtmasıyla babasından nefret etmeye eder. Sonradan babasının görünmeyen acılar, sıkıntılar çektiğini anlar. Ben de bu kitabı okurken kendimi ve babamı görüyordum. O kitap sayesinde babamın görünmeyen yüzünü gördüm. Yoksa babamdan hep nefret edecektim” diye konuştu.

 

“BABAMA BAKIŞ AÇIM KİTAP OKUYUNCA DEĞİŞTİ”

Geleneklerin babaya sert olmak, çocuğunu kucağına alıp öpüp sevmemek gibi bir rol biçtiğini aktaran Yağmur, “Baba, kızı gelin gider, ağlayamazdı. Babalar, çocuklarını uyurken gizli gizli severdi. Ne çocuk sevildiğini anlardı ne de baba sevgisini yaşayamazdı. Anneler ‘akşama baban gelince görürsün’ derdi. Baba kötü bir imajdı. Şimdiki babalar baba değil, babişko.. Baba da insan hüznü var sevinci var. Kitabı okuyunca ben babama haksızlık yaptığımı anladım. Utandım. Babam beni seviyordu ama toplum baskısı nedeniyle bunu göstermiyordu. Gittim baba beni seviyorsun ama söylemedin ben senden cesur davranıyorum seni seviyorum dedim, sarıldım öptüm ve kaçtım. Annem bana babanın ilk defa ağladığını gördüm dedi. Babamın ağlamasına izin vermemişlerdi. Baba olduğumda babamı daha iyi anladım” şeklinde konuştu.

 

“İSLAM VE TÜRK DÜNYASININ EN BÜYÜK İSRAFI ÇOCUKLARIMIZ”

Türkiye Üstün Zekalı ve Dahi Çocuklar Eğitim Vakfı Genel Başkanı, yapımcı ve yazar Kemal Tekden, Karamürsel Alp Salonu’nda, “Yer Üstü Hazinelerimiz: Üstün Yetenekli Çocuklar” konulu söyleşi gerçekleştirdi. “Yer üstü zenginliklerinin kıymetini bilmeyen toplumlar yer altındaki hazinelere sahip çıkamazlar” diyen Tekden, üstün zekalı çocukların özellikleri ve eğitimleri konusunda bilgiler sundu. Amerika’ya gittiğinde, Hollywood ve beyin göçü konusunda ABD’nin iki büyük gücünün olduğunu fark ettiğini anlatan Tekden, “Biz de bu alanlarda çalışıyoruz. Çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirip, önlerini açmak istiyoruz. Yer üstü hazinelerimiz dediğimiz çocuklarımızı bu iki unsurla kaybediyoruz. Her çocuk bizim kıymetlimiz hazinemiz ama çocukların üstün zekalı ve becerisini görmemiz, keşfetmemiz lazım” değerlendirmesinde bulundu. 

 

“7 MİLYON YAHUDİ, 2 MİLYAR MÜSLÜMANA KAFA TUTUYOR”

İslam ve Türk dünyasının en büyük israfının çocuklar olduğunu vurgulayan Tekden, “Yirmi milyon Yahudi bugün dünyaya kafa tutuyorsa, 2 milyar Müslüman susuyorsa nedeni budur” dedi.

 

“DİRİLİŞ ETUĞRUL ÇOCUKLAR İÇİN BİLGİSAYAR OYUNU OLUYOR”

Aynı zamanda Diriliş Ertuğrul dizisinin yapımcısı olan Kemal Tekden, “Diriliş Ertuğrul’u çocuklar için bilgisayar oyunu haline getireceğiz. Bu konudaki çalışmalarımız sürüyor. Ayrıca elimizde ona yakın dizi ve film projesi var. Ekonomik imkânlar el verdiğinde hayata geçireceğiz” diye konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı


İşte Yeni Rekor: 988 Bin 444 ZiyaretçiÖnceki Haber

İşte Yeni Rekor: 988 Bin 444 Ziyaretçi

Gündüz: Güneş Nerede Batıyorsa Kızıl Elma OrasıdırSonraki Haber

Gündüz: Güneş Nerede Batıyorsa Kızıl Elm...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar